28 Şubat 2014 Cuma

önceki yarım asır, sonraki yarım asır; "miras hapishanesi"


Şimdi geriye kalan o devasa mimari mirastan hangisini sahiplenip, hangisini reddeceğimiz üzerine kuruluydu bugün mesele..

"Ayıklama" meselesi.

Geçtiğimiz yüzyılda ortaya çıkan tüm suni devletlerde olduğu gibi, bir önceki dönemin mirasının, yeni ideolojiye ne derece uygun düşüp düşmeyeceği üzerine kuruluydu.

Bugün çoğu eski Doğu Bloku ülkesinde kaderine terkedilen Lenin dönemi mimari mirasından, Varşova'nın İkinci Dünya Savaşı sonrası hangi önceliklerle baştan yaratıldığına, Beyrut'un savaş kalıntılarıyla temeli doldurulan plazalarından, Kahire'nin ganimetleriyle süslenen art nouveau apartmanlarına çok şey konuştuk bugün... Ama en çok İstanbul'u konuştuk.

Her biri yarım asırdan daha uzun sürmeyen iki dönem arasında birbiri ile ÇATIŞAN ve ÇAKIŞAN iki modernitenin ürettiği gerilimden geriye kalan enkazı, enkazın akibetini, akibetin çelişkisini, sıfırdan ve sıfırdan keşfetmeye adandığımız bir moderniteyi hangi uzmanlıklar üzerinden tarifleyeceğimizi ve en önemlisi, uzmanlıklar arasındaki kesintiyi düşündük.

Belgesel gösteriminden daha uzun sürdü tartışma, daha da sürecek..

Bugün Studio-X'e konuk olan ve katılımıyla tartışmayı genişleten herkese sonsuz teşekkür.

Hiç yorum yok: